ZachXBT tarafından kaydedilen 330 milyon dolarlık Bitcoin hırsızlığı, Monero üzerinden gerçekleştirilen aklama işlemleri ile sonuçlandı ve XMR fiyatında bir yükseliş gözlemlendi.
Bu durum, kripto para güvenliği konusunda var olan ciddi zorlukları ortaya koyarak, gizlilik coinleri ile ana akım varlıkların etkinliği üzerine tartışmaları ateşledi.
ZachXBT’nin değerlendirmelerine göre, “Bu olayın Kuzey Kore’nin Lazarus Grubu ile bağlantılı olma ihtimali düşük,” ifade edilerek, bağımsız hacker gruplarının da olaya karışmış olabileceği iddiaları öne sürüldü.
Bu makale, önemli bir Bitcoin hırsızlığı olayını ve bu durumun kripto para ekosistemi üzerindeki yansımalarını, özellikle Monero gibi gizlilik odaklı coinler açısından incelemektedir.
Hackerların Büyük Çoğunluğu Ana Akım Kripto Paralar Kullanıyor
Cointelegraph ile gerçekleştirilen bir görüşmede, Chainalysis, suç faaliyetlerinin halen büyük ölçüde Bitcoin ve Ethereum gibi köklü kripto paralara dayandığını belirtti. Bu durum, gizlilik coinlerinin popülaritesinin artmasına rağmen, ana akım varlıkların yerini almadığını gösteriyor.
Chainalysis yetkilileri, “Suçluların anonimlik sağlamak adına gizlilik coinlerine yönelmeleri konusunda endişeler bulunsa da, çoğu suç işlemi ana akım kripto paralara dayanıyor,” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu varlıklar, ulaşım kolaylığı, anında işlemler ve yüksek likidite gibi avantajlar sunarak yasa dışı aktörler için cazibe oluşturuyor.
Öte yandan, Chainalysis, gizlilik coinleri kullanırken suçluların karşılaştığı zorluklara da dikkat çekti. Monero gibi varlıkların düşük likidite ve büyük borsaların bu varlıkları liste dışı bırakma eğilimleri gibi engeller oluşturduğunu ifade etti.
“Kripto para, mal satın alabiliyor veya fiat para birimine dönüşebiliyorsanız etkilidir; bu, gizlilik coinleri ile oldukça zorlaşır,” denildi. Blockchain’in sağladığı şeffaflık, güvenlik güçlerinin yasa dışı fonları etkili bir şekilde izleyip geri almasına olanak tanıyor.
2024 yılında yapılan ilginç bir video sızıntısı, Chainalysis’in Monero işlemlerinin izlenebilir olabileceğini öne sürmesi ile dikkat çekti. Bu durum, gizlilik koruma konusunu sorgulattı. Videoda işlemlerin 2021 yılına kadar takip edilebileceği iddia ediliyordu ve “kötü niyetli” Monero düğümlerinin kullanıldığı belirtildi.
Monero İsviçre’deki Spar Mağazalarında Kabul Ediliyor
Yaşanan aklama operasyonları, Monero’nun perakende pazarlarında artan kabulü ile aynı zamana denk geldi. Özellikle, İsviçre’deki iki Spar süpermarketi XMR ödemelerini kabul etmeye başladı.
Bu entegrasyon, Monero’nun resmi sosyal medya hesaplarında duyurulduğu gibi, DFX Swiss ve OpenCryptoPay ile gerçekleştirilen ortaklıklar sayesinde mümkün oldu. Bir kullanıcı, Kreuzlingen’deki bir Spar mağazasında XMR ile organik kakao satın aldığı deneyimini paylaştı.
Daha önce, Spar, 2025 Nisan’ında Zug’daki şubelerinde Lightning Network ile Bitcoin ödemelerini kabul etmeye başlaması nedeniyle dikkat çekmişti; bu durum kripto benimseme trendine de ışık tutuyor.
Gelişen düzenleyici çerçeveler, kripto paraların benimsenmesine yönelik artan bir ilgi yaratırken, aynı zamanda bu yeniliklerin güvenli bir şekilde sağlanması için gerekli denetim mekanizmalarının kurulmasını da zorunlu kılıyor. Uzmanlar, bu dengenin sağlanamaması durumunda, daha büyük sorunlarla karşılaşılıp yenilikçi çözümlerin ortadan kalkabileceği konusunda uyarıyorlar.
Sonuç olarak, Bitcoin hırsızlığı ve Monero üzerindeki yansımalar, kripto para ekosisteminde güvenlik ve gizlilik konularının ne denli kritik olduğunu gösteriyor. Kripto para kullanıcılarının, güvenli ve yenilikçi bir ortamda varlıklarını koruyabilmeleri için, sürekli değişen tehditlere karşı uyum sağlamaları ve bu konuda bilinçlenmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda, hem kullanıcılar hem de düzenleyiciler için birlikte çalışmanın önemi giderek daha çok vurgulanmaktadır.