FTX, NFT Stars ve Kurosemi Inc. ile anlaşma sağlayamadığı için bu şirketlere karşı dava açtı; bu, varlık geri kazanım çabalarının bir parçası olarak görülüyor.
Alacaklılara geri ödeme yapmak amacıyla FTX, varlıkları geri kazanma süreçlerini hızlandırdı ve uyumsuz token çıkarıcılarına karşı daha fazla hukuki işlem yapma uyarısında bulundu.
İflas eden borsa, alacaklılara yapılacak ikinci fon dağıtımının Mayıs 2025’te başlayacağını bildirdi.
FTX, alacaklılar için fonları geri kazanmak amacıyla NFT alanındaki şirketlere karşı hukuki süreç başlattı. Varlık geri kazanımı için daha fazla dava sürecinin yaklaştığı belirtiliyor.
FTX, Varlıklarını Geri Kazanmak İçin Hukuki Süreç Başlatıyor
Son yayımlanan basın bülteninde, FTX’in her iki kuruluşla uzlaşma görüşmeleri yürütme çabasının birden fazla kez başarısız olduğu belirtildi.
Bunun yanı sıra FTX, varlıkları geri kazanmak için başka token çıkarıcılarıyla da müzakerelerde bulunduğunu duyurdu. Şirket, iş birliği yapmayanlara karşı ek davaların açılacağını aktardı.
FTX Mirası’ndan yapılan açıklamada, “Token ve coin çıkarıcılarından, FTX’e ait varlıkları iade etmelerini talep ediyoruz. Yeterli bir iş birliği sağlanmadığı takdirde dava açmaya hazırız. Ekibimiz, FTX Mirası’nın geri kazanımlarını artırmak ve alacaklılara fonları iletebilmek için sürekli çalışıyor; bu kapsamda, iletişimde bulunduğumuz çıkarıcılara karşı iki dava açtık,” ifadelerine yer verildi.
Bu hukuki süreçler, FTX’in Kasım 2022’de iflas başvurusu yapmasının ardından varlık geri kazanım stratejisini önemli ölçüde hızlandırıyor. Borsa, 8 milyar dolarlık bir likidite kriziyle karşı karşıya kalmıştı.
FTX, 18 Şubat 2025’te onaylı talep sahiplerine geri kazanılan fonların ilk dağıtımına başlamıştı. Bir sonraki dağıtım tarihinin 11 Nisan olduğu ve ödemelerin 30 Mayıs’ta başlayacağı duyuruldu.
Bu ikinci ödeme, Sınıf 5 Müşteri İhtiyaç Talepleri, Sınıf 6 Genel Güvence Olmayan Talepler ve onaylanan ek Kolaylık Taleplerini kapsayacak. Dağıtım, alacaklılara geri ödeme planının bir parçası olarak önemli bir adım teşkil ediyor.
Geçtiğimiz ay, FTX’in Three Arrows Capital (3AC) talebinin 120 milyon dolardan 1.5 milyar dolara çıktığı bilgisi gündeme geldi. Bu değişiklik, 3AC’nin FTX ile gerçekleştirdiği işlemler hakkında yeni bulgular ortaya çıkması sonrasında onaylandı; FTX’in itirazlarına rağmen bu durum gerçekleşti.
Öte yandan, FTX’in çöküşü, kripto ekosistemindeki sistemik riskleri yeniden gündeme getirirken, ABD Senatörü bu ay başlarında PROOF Yasası’nı önerdi.
Bu yasa, kripto borsalarının müşteri fonlarını kurumsal varlıklarından ayrı tutmalarını zorunlu kılıyor. Ayrıca, borsaların, tarafsız üçüncü kişiler tarafından hazırlanan “Rezervlerin Kanıtı” adlı aylık denetim raporları sunmasını gerektiriyor. Bu uygulama, şeffaflık sağlamak, varlıkların mevcut olduğunu doğrulamak ve tüketici korumasını
FTX’in davası, yalnızca kripto para piyasaları için değil, aynı zamanda finansal sistemin genelinde güvenin yeniden tesis edilmesi açısından da büyük bir önem taşımaktadır. Kripto para birimleriyle ilgili yasal düzenlemelerin ve tüketici koruma önlemlerinin güçlendirilmesi, benzer durumların tekrarının önlenmesine yardımcı olabilir.
Ayrıca, FTX olayının ardından birçok yatırımcı ve kullanıcı, platformların güvenliği ve işlem şeffaflığı konularında daha dikkatli olmaya başlamıştır. Bu bağlamda, regülasyonların yanı sıra, kullanıcıların kendi harcamalarını ve yatırımlarını daha bilinçli yönetmeleri önem kazanmaktadır. Şeffaflık, güven ve sürdürülebilirlik, bu yeni dönemde hayati unsurlar haline gelmiştir.
Gelecek Perspektifi
Önümüzdeki süreçte, FTX’in başlattığı hukuki sürecin sonuçları, diğer kripto para platformları için birer örnek teşkil edebilir. Yapılan hatalardan çıkarılacak dersler, sektördeki regülasyonların ve güvenlik standartlarının geliştirilmesinde etkili olabilir. Bu tür gelişmeler, kripto para endüstrisinin olgunlaşmasına ve daha güvenilir bir yapıya kavuşmasına yardımcı olabilir, böylece kullanıcı güveni yeniden tesis edilebilir.
Sonuç olarak, FTX krizi, hem bireysel yatırımcılar hem de sektördeki tüm paydaşlar için önemli dersler içermekte. Yasal süreçlerin getirdiği şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri, gelecekte daha sağlam bir finansal ekosistem oluşturma yolunda atılan adımları destekleyecektir.