Son kongre oturumu, Başkan Trump’a ait olan World Liberty Financial (WLFI) etrafındaki olası çıkar çatışmalarını gündeme getirdi.
Yasal makamlar, Trump’a yönelik kripto paranın önemli bir avantaj elde etmesine yol açabilecek 2 milyar dolarlık faizsiz anlaşmayı sorguladı ve finansal şeffaflık konusunda kaygılar oluştu.
Temsilci Brad Sherman’ın sarf ettiği çekici bir ifade, bu durumu endişe verici bir şekilde dile getiriyor: “Bu 2 milyar dolarlık faizsiz kredi, WLFI ve Trump sahipleri için her yıl 80 milyon dolara değer mi?”
Tartışmalı kongre oturumunda, yasama organları Trump’ın kripto şirketinin finansal etkilerini mercek altına aldı ve potansiyel sübvansiyonlar ile çıkar çatışmalarına dikkat çekti.
Kongre Duruşması, Trump’ın Kripto Faaliyetlerine Dikkat Çekiyor
A.B.D. Hazine Bakanı Scott Bessent, eski Başkan Trump ile yakın bir ilişkiye sahip olan World Liberty Financial’ın faaliyetleri hakkında Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’nden kapsamlı sorular aldı. 2024 yılında kurulan WLFI, yüksek siyasi denetim altında 550 milyon dolar topladığını iddia ediyor.
Mart ayında WLFI, ABD Doları’na sabitlenmiş ve ABD Hazine Bonoları ile nakit eşdeğerleri ile desteklenen yeni stabilcoin’i USD1’i piyasaya sundu. Lansmanın üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra, firmanın bağlı olduğu Abu Dabi devlet destekli MGX tarafından USD1 için 2 milyar dolarlık bir dağıtım duyuruldu. Bu anlaşma, USD1’i stabilcoin pazarının ön saflarına taşıdı.
Temsilci Brad Sherman, bu düzenlemenin mali etkilerine dikkat çekerek, piyasa faiz oranı olan %4’e dayalı olarak, faizsiz kredinin aslında Trump ve şirketinin çıkarlarına yılda 80 milyon dolarlık bir sübvansiyon işlevi gördüğünü belirtti.
Sherman, “Abu Dabi, World Liberty Financial tarafından sunulan bir stabilcoin’e 2 milyar dolar vereceğini açıkladı ve bu kredi hiçbir faiz ödemiyor.” diyerek, bu tür düzenlemelerin siyasi bağlantıları olan bireylere gizli mali destek sağlama potansiyeli üzerinde endişelerin arttığını ifade etti.
Şeffaflık ve Politika Etkisi ile İlgili Endişeler
Bessent, yasama organlarının düzenleyici netlik talep etmesine rağmen, bu tür düzenlemelerin gizli sübvansiyon olarak değerlendirilmesini engelleyecek herhangi bir düzenlemenin olmadığını savunuyor. Bu mali yapının olası siyasi ayrıcalıkları gizleyebileceği endişesi, yasama organlarını stabilcoin çerçeveleri hakkında daha kapsamlı açıklamalar yapmaya zorlamaktadır.
New York Times gibi araştırma raporları, WLFI çevresindeki açıklanmamış çok sayıda “sırtlanma” ve yabancı kuruluşlara fayda sağlayan mali düzenlemeler gibi çeşitli endişe verici konuları ortaya çıkardı. Bu durum, firmanın ticaret ve hükümet politikaları arasındaki sınırları belirsizleştiren eşi benzeri görülmemiş bir durumu gözler önüne seriyor.
Mevzuat Teklifleri Gündemde
Bu ifşalar ışığında, Demokratik yasama organları stabilcoin’ler için zorunlu masraf oranı açıklamalarını uygulamayı planlayan bir mevzuat tasarısı sunmaya hazırlanıyor. Bu girişim, aynı zamanda etkili sübvansiyonlar olarak
Yatırımcıların güvenini artırmak ve piyasa istikrarını sağlamak amacıyla, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, yasaklanan faizsiz mali yapılar gibi uygulamaların düzenlenmesi, aynı zamanda kripto varlıkların daha geniş kitlelerce benimsenmesine de katkı sağlayabilir. Süreç içerisinde, önerilen düzenlemelerin uygulanabilirliği ve etkinliği üzerine de dikkatle değerlendirmeler yapılması gerekecektir.
Kongre’nin bu meseleye yaklaşımı, sadece mevcut durumla sınırlı kalmayacak; gelecekteki kripto para yasaları ve düzenlemeleri için de bir zemin oluşturacaktır. Dolayısıyla, endüstri paydaşları, politika yapıcılarla iş birliği yaparak daha sağlam bir çerçeve geliştirmek için aktif bir rol almalıdırlar.
Gelecek Perspektifi
Kripto para birimlerinin ve blockchain teknolojilerinin potansiyeli, pek çok sektörde devrim niteliğinde değişiklikler yaratma kapasitesine sahiptir. Ancak, hangi tür düzenlemelerin uygulanacağı ve bu düzenlemelerin nasıl bir etkisi olacağı, ekosistemdeki tüm aktörlerin sağlıklı bir şekilde gelişimi için esastır. Bu nedenle, gelecekteki tartışmaların merkezinde yer alacak olan şeffaflık ve hesap verebilirlik, kripto para sektöründeki eşitliği ve adaleti teşvik edici bir unsur olarak ortaya çıkmalıdır.
Sonuç olarak, yalnızca mevcut düzenlemelerin gözden geçirilmesi değil, aynı zamanda inovasyon ve gelişim için uygun bir ortamın sağlanması da büyük önem taşımaktadır. Yatırımcıların güvenini yeniden kazanmak ve yeni nesil finansal araçları güvenli bir şekilde entegre etmek için gerekli adımların atılması, kripto para sektörünün sürdürülebilirliği açısından kritik bir öncelik haline gelmiştir.