Amerika Birleşik Devletleri’nde Bitcoin (BTC) ve Ethereum’dan (ETH) sonra ilk spot ETF onayına en yakın kripto para biriminin XRP olduğu görülüyor.
Kripto veri ve analiz platformu Kaiko‘nun uzmanlarına göre, XRP, yüksek piyasa likiditesi ve Teucrium tarafından geçtiğimiz hafta piyasaya sürülen 2 kat kaldıraçlı ETF ürünü sayesinde diğer altcoinlerden ayrışmış durumda.
Kaiko tarafından sağlanan verilere göre, aktif ETF başvuruları arasında XRP, 10 başvuruyla lider konumda yer alıyor. XRP’yi 5 başvuru ile Solana (SOL) takip ederken, ardından 3’er başvuruyla Litecoin (LTC) ve Dogecoin (DOGE) gelmekte. Kaiko analistleri, XRP’nin merkezi borsalardaki ortalama %1 piyasa derinliğinin diğer altcoinlere göre en yüksek olduğunu ifade ediyor. Yüksek piyasa derinliği, yatırımcıların daha az kayma ile daha güvenli işlemler gerçekleştirmesine olanak tanıdığı için ETF başvurularının onaylanmasında kritik bir kriter olarak değerlendiriliyor.
Geçtiğimiz yılın sonunda XRP’nin piyasa derinliği kayda değer ölçüde artış gösterdi ve Solana’yı geride bırakarak Cardano’nun iki katına ulaştı. Bu yükselişte başlıca etkenlerden biri, Donald Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanması ve Ripple’ın SEC ile uzun süre devam eden dava sürecinin Mart ayında sona ermesi oldu.
Teucrium tarafından geçen hafta tanıtılan 2 kat kaldıraçlı XRP ETF’si (XXRP), XRP’nin ABD’deki ilk ETF ürünü olma özelliğini taşıyor. Bloomberg analisti Eric Balchunas, “Spot XRP onayı gelmeden önce kaldıraçlı ürünün piyasaya sürülmesi oldukça sıra dışı” şeklinde bir değerlendirme yaptı.
Diğer yandan, Grayscale’in spot XRP ETF başvurusuna SEC’in vereceği yanıt için kritik tarih 22 Mayıs olarak belirlenmiş durumda. Kaiko analistleri, kaldıraçlı ETF’nin risk yapısının spot ETF’lerden daha karmaşık olduğunu vurgularken, SEC’in spot XRP ETF onayını reddetmek için somut bir dayanağın kalmadığını düşünüyorlar.
ABD’deki XRP’nin spot piyasa hacmi, SEC’in Ripple davasını açtığı 2021 öncesindeki seviyelere geri dönerken, Solana’nın piyasa payı ise azalıyor. Kanada’nın henüz XRP için spot ETF onayı vermemesi, ABD’nin bu konuda öncü olma ihtimalini güçlendiriyor.
